2000'lerin başından itibaren her sene üç büyüklere geliyordu. Bu sene Beşiktaş'ta, bu sene Fenerbahçe'de ...
Üç büyüklerin servet niteliğindeki tekliflerini reddetti, kulübünü paraya terk etmedi. Medya onu yerlere göklere sığdıramadı, o kadar çok şişirdi ki ... Ama o bundan etkilenmedi, hiçbir zaman istikrarını yitirmedi.
Kulübünün altyapısından yetişti, altın jenerasyonlarının en önemli parçalarından biri oldu. 1997'de ve 2002'de kulübü Türkiye Kupası'nı kaldırırken, bu başarıların arkasındaki en önemli 3 isimden biriydi. Olağanüstü tekniği, verdiği paslar, yaptığı bindirmeler, çektiği şutlar ... Ergün Penbe ile birlikte Türkiye'nin en iyi sol kanat oyuncusu olarak gösteriliyordu.
1994 yılında altyapısından çıktığı takımından 2003 yılında zorla satılan bu yıldızın kariyeri, artık eskisi gibi olmayacak ve parlayamayacaktı. Önce Gaziantepspor, yönetim değişikliğinden sonra eski takımı derken 2007 yılında o artık tamamen unutulmuştu. Bunların ardından Sergen'li, Ahmet Dursun'lu, Ahmet Yıldırım'lı kadroya "eski" sıfatıyla da olsa tekrar "yıldız" olarak Beypazarı Şeker spora transfer edilse de başarılı olamadı, futbolu bıraktığı kulüp ise 2 sene önce Bozüyükspor oldu. Sessiz sakin, hiçbir şey beklemeden, bıraktığında kulübünün taptığı bir adam olarak ...
Kocaelispor'lu Nuri Çolak'tan bahsediyoruz, sahanın sol tarafında her şekilde görev yapabilen, bu ülkenin gördüğü en teknik ve oyun zekası en gelişmiş oyuncularından birinden ...
Acaba diyorum Nuri o günlerde bizim FM-CM'lerde transfer ettiğimiz gibi "Üç Büyükler"e gitseydi, kariyeri daha farklı olur muydu? Onu bu kadar çabuk unutabilir miydik?
dip not: Fotoğraf azlığı ve kalitesizliği için özür dileriz, nitekim artık onları da bulmak, hatırlamak o kadar zor ki ...
0 yorum:
Yorum Gönder